وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَنْتُمُ الْأَعْلَوْنَ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ |
ARAPÇA LATİN |
Ve lâ tehinû ve lâ tahzenû ve entumul a’levne in kuntum mu’minîn(mu’minîne). |
|
DİYANET İŞLERİ |
Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz. |
|
DİYANET VAKFI |
Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz. |
|
ELMALILI SADE |
Sizler eğer gerçek inananlarsanız, daha yükselecekken gevşemeyin ve üzülmeyin! |
|
ÖMER NASUHI BİLMEN |
Ve fütur getirmeyiniz ve mahzun olmayınız ve siz mü´minler iseniz çok yükselmiş olanlar ancak sizlersiniz. |
|
FİZİLALİL KURAN |
Sakın gevşemeyiniz, karamsarlığa kapılmayınız. Eğer mümin iseniz üstün gelecek olan taraf sizlersiniz. |
|
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI |
Ve gevşeklik etmeyin, mahzun olmayın, inanmışsanız mutlaka üstünsünüz siz. |
|
İBN-İ KESİR |
Gevşemeyin, üzülmeyin, gerçekten inanmışsanız, mutlaka siz üstünsünüz. |
|
TEFHİMÜL KURAN |
Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz. |
|
BEKİR SADAK |
Gevsemeyin, uzulmeyin, inanmissaniz, mutlaka siz en ustunsunuzdur. |
|
CELAL YILDIRIM |
Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer inanıyorsanız elbette sizler üstünsünüzdür. |
|
HASAN BASRİ ÇANTAY |
(Ey mü´minler), gevşemeyin, mahzun olmayın, Siz eğer (gerçekden) mü´min iseniz (düşmanlarınıza gaalib ve onlardan) çok üstünsünüzdür. |
|
ALİ FİKRİ YAVUZ |
Ey müminler, savaştan gevşemeyin ve Uhud bozgununa üzülmeyin. Hâliniz onlardan netice itibariyle çok yüksektir; eğer gerçekten (vâdimize) inanıyorsanız. |
|
ALİ BULAÇ |
Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz. |
|